Mimar Sinan ve Çağdaşı Andrea Palladıo’nun Mekansal Sınırlamaya Getirdikleri Yenilikler Üzerine Bir Analiz Çalışması
Künye
SempozyumÖzet
Katıldığı seferler sayesinde yarım yüzyılı aşkın süre boyunca araştırma ve gözlem yapma imkânı bulan Sinan, kendinden önceki çeşitli kültürlere ilişkin eserleri izlemiş ancak hiçbir kopyacılığa ve taklitçiliğe başvurmadan gözlemlerini sentezlemeyi, kendi üslubunu yaratmayı başarmıştır. Ömrünün yarısını gözlem, araştırma ve deneyime adayan Sinan’ın, analizci döneminde kubbeyi iyi inceleyip kubbe sorunlarını çözebilecek düzeyde olgunluğa ulaşmıştır. Aynı yüzyılda Batı dünyasında var olan Mimar Andrea Palladio tasarımlarında Erken Rönesans’ın kübik hacim, yalın cephe hatlarını kullanmıştır. Simetrik cepheli yarım sütunların üstünde üçgen alınlıklı, yüz binlerce ev, kilise ve kamusal yapının kökleri yine Andrea Palladio’nun tasarımlarına dayanmaktadır. Kendisi tarihte en çok taklit edilen mimarlardan biridir. Bu iki mimarın mekan algısındaki sınırlama ve farkındalıkların başarısı yapıları incelendiğinde net bir şekilde ortaya çıkmaktadır.