dc.contributor.author | Türker, Sadık | |
dc.date.accessioned | 2021-12-12T16:50:30Z | |
dc.date.available | 2021-12-12T16:50:30Z | |
dc.date.issued | 2017 | |
dc.identifier.issn | 2148-0958 | |
dc.identifier.uri | https://app.trdizin.gov.tr/makale/TWpZek16QTVPUT09 | |
dc.identifier.uri | https://hdl.handle.net/20.500.11857/2327 | |
dc.description.abstract | 'Varlıkları nasıl anlayabiliyoruz?' sorusu, Descartes'dan beri noktasal zamana müracaat edilerek cevaplanmıştır. Böylece Eskiçağ felsefesinde zamansal olan uzamsallaştırılarak anlaşılır kılınırken, çağdaş felsefede uzamsal olan zamansallaştırılarak anlaşılmıştır. Bu noktasal zamanda yer kaplamaksızın kendini idrak eden varlık, filozofların ben, akıl veya ruh dediği şeydir. Ancak çağdaş dönemin sonlarına doğru bu noktasal zamanın olguları açıklamada yeterli olmadığı düşüncesi ortaya çıkmıştır. Böylece hiçlikle mukayese edilebilir daha küçük noktalar ve bunlar arasında Euclidesçi veya Aristotelesçi anlamda olmayan bir düzen fikrine ihtiyaç duyulmuştur. Çağertesi-beşertesi döneme damgasını vuran gelişmeler, bu yeni zamansal modelin elde ediliş biçimi ve cisimlere uygulanışından kaynaklanmıştır. Bu çalışmada çağertesi-beşertesi döneme özgü bir analiz anlayışının nesnel gerekçelerinin olup olmadığı, eğer varsa bunların nasıl açıklanabileceği tartışılacaktır | en_US |
dc.description.abstract | The question ‘How we are able to understand beings?’ is answered referring to the point self by Descartes onwards. Thus while that which is temporal is understood through spatializing in the Ancient philosophy, that which is spatial is understood through temporalizing in the modern philosophy. The being that which understands itself within this point time without extending space is that what philosophers call the self, intellect, or soul. However towards the end of modern period there has been appeared the opinion that this point time is not satisfactory in explaining the facts. Therefore it has been needed much smaller points those are comparable to nothingness, and an idea of order between these points, an order which is neither Euclidian nor Aristotelian. The developments those leave mark on the postmodernist-posthumanist era have been arisen from the way of attainment and application of this new temporal model. In this study it will be discussed whether there are objective justifications for an understanding of analysis peculiar to the postmodernist-posthumanist era, and if there are how they can be explained | en_US |
dc.language.iso | tur | en_US |
dc.relation.ispartof | Felsefi Düşün - Akademik Felsefe Dergisi | en_US |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/openAccess | en_US |
dc.subject | Felsefe | en_US |
dc.title | ANALİTİK FİSYON: ÇAĞERTESİ-BEŞERTESİ DÖNEMDE ANALİTİK DÜŞÜNME SORUNU | en_US |
dc.title.alternative | THE ANALYTIC FISSION: THE QUESTION OF ANALYTIC THINKING IN THE POSTMODERNIST-POSTHUMANIST ERA | en_US |
dc.type | article | |
dc.department | Fakülteler, Fen-Edebiyat Fakültesi, Felsefe Bölümü | |
dc.identifier.volume | 0 | en_US |
dc.identifier.startpage | 224 | en_US |
dc.identifier.issue | 9 | en_US |
dc.identifier.endpage | 269 | en_US |
dc.relation.publicationcategory | Makale - Ulusal Hakemli Dergi - Kurum Öğretim Elemanı | en_US |
dc.institutionauthor | Türker, Sadık | |