dc.description.abstract | Bu makale Osmanlı Devleti’nde Tanzimat dönemi ve sonrasında görülen ihtikâr sorununu inclemektedir.İhtikâr kavramı, incelediğimiz belgelerdeki muhtevaya göre; karaborsacılık, istifçilik, vurgunculuk ve tekelcilikkapsamına giren uygulamaların tamamını ifade etmekteydi. Hatta piyasada bir mal üzerinden elde edilen her hangi bir haksız kazanç şekli ihtikâr olarak nitelendirilmiştir. İncelediğimiz dönem içerisinde ticarete konu olan her ürün ihtikârın konusu olabilmekteydi. Ancak ihtikâr daha çok odun, kömür, et, tuz, buğday, zahire gibi talebi zorunlu (talep esnekliğikatı) ve yüksek olan temel ihtiyaç maddeleri üzerinde yoğunlaşan gayri kanuni bir kazanç şekliydi. Genellikle tüccarlar içerisinden olmakla birlikte idareci, memur ve üreticiler arasından da ihtikâra başvuranlar olmaktaydı. Muhtekirin temelamacı en kısa yoldan daha fazla kazanmaktı. Muhtekir bu yolda her fırsatı değerlendirmekteydi. Malı “iddihar etmek” (biriktirmek), üretici ile tüketici arasına girmek, ürünü daha değerli olduğu piyasalara kaçırmak başlıca başvurulanyöntemlerdi. Bu yollarla muhtekir fiyatını sûni bir şekilde arttırdığı ürün üzerinden kolay ve yüksek kârlar elde edenkişiydi. Genellikle kuraklık, kıtlık, savaş, sosyal ve siyasal problemlerin oluşturduğu şartlar muhtekirin sevdiği ve değerlendirdiği eşsiz fırsatlar sunmaktaydı. | |