RÖNESANS İTALYASI’NDA HÜMANİST DEVRİMİN ANLAMI VE BOYUTLARI
Abstract
Bu makalenin konusu, özel olarak Rönesans dönemi İtalya'sında ortaya çıkmış olduğu şekliyle hümanist kültürün tanımlanmasıdır. Makalenin genelinde ise tarihsel bağlamındaki tanımı ve boyutları belirlenmeye çalışılan Rönesans hümanist kültürünün, modern dünya ve yaşamın da kurucu öğelerinden biri olduğuna vurgu yapılmaktadır. Filolojik karakterdeki bu tarihsel hümanizm, temelde Antik kültürün dil ve edebiyatının yeni bir coşku ile canlandırılmasıyla gerçekleşeceği umulan daha üstün ve incelmiş bir beğeni düzeyinin, insan zihniyeti ve dünya tasavvurunda iyi yönde bir gelişme sağlayacağı inancına dayanmaktadır. Bu açıdan makalede öncelikle, yeni olma iddiasındaki bu hümanist yaklaşımın kimi ana özelliklerinin Ortaçağ'daki öncülleriyle benzerlikleri ve ayrılıkları üzerinde durulmuş ve hümanistlere özgü olanın ne olduğu ortaya konulmaya çalışılmıştır. Hümanizmin gerçek kaynakları belirlendikten sonra, bunların kültür ve zihniyet üzerindeki iki önemli etkisi Rönesans tarihçiliğinin babası da sayılan Jacob Burckhardt'ın anlatısını takiben belirlenmeye gayret edilmiştir. Son olarak hümanist kültürün nihai aşaması olan, toplumsal ve siyasal alanla bağlantılı olarak yaratılan, modern bakış açılarının da temelinde olan sonuçların oluşumuna değinilmiştir The subject of this article is the definition of humanist culture as it emerged especially in the Renaissance Italy. In general, the article also emphasizes that the Renaissance humanist culture, whose meaning and extent are tried to be defined in its historical context is one of the founding elements of the modern world and life. This historical humanism in its philological characteristic form was based on the belief that the level of distingue and refined taste that might be actualized with the revitalization of the literature of the ancient culture and languages of Greece and Rome with a new enthusiasm would also provide an improvement in the mentality and the worldview of men. In this regard, first, we dwell on the similarities and differences between some main points of this humanist approach which claims to be new and its antecedents in the Middle Ages and try to reveal what is unique to humanists. After defining the true origins of humanism, we try to determine two crucial effects of these origins on culture and mentality through the narration of Jacob Burckhardt, who is accepted as the father of Renaissance historiography. Lastly, we mention about the foundation of the results, which are the ultimate stages of humanist culture, created in connection with the social and political fields and underlie the modern viewpoints
Source
Felsefi Düşün - Akademik Felsefe DergisiVolume
0Issue
9Collections
- Makale Koleksiyonu [624]
- TR-Dizin İndeksli Yayınlar Koleksiyonu [1037]