Söylem Yoluyla Dini Topluluğu İnşa Etmek: İslam Örneği
Abstract
Bu makale, “dini birlik nasıl oluşturulur?” sorusunun cevabını bulmayı amaçlamaktadır. Bunun için somut bir veri alanı olarak İslam dinine odaklanır. Özellikle Mekke döneminde, çekirdek topluluğu oluşturan ve yönlendiren dini söylemin mahiyetini çözümlemeye yönelir. Çalışma, İslam’da dini birliği oluşturmak için üç farklı söylem türünün takip edildiğini tespit etmektedir. Bunlar, gizli (münezzeh) Allah inanışına yöneltmek, kolektivizmi oluşturmak ve ölçülü korkuyu yaymaktır. Gizli Allah inanışı Allah’ın tenzih edilmesini merkeze alan bir inanıştır. Gizliliği, onun tüm duyulardan soyutlanması ve mahiyeti hakkında tüm tasvir edici bilgilerin yetersiz görülmesidir. Bunun sosyolojik önemi, Mekkeli müşriklerin kışkırtıcı derecede görsel ve duyusal olan paganist inanışlarının diyalektik karşılığı olarak vazedilmiş olmasıdır. Dini topluluğun ilk örneği bu inanç üzerinde inşa edilmiştir. Kolektivizmi oluşturmak ise İslam toplumunu manevi bir çember içine alarak içeridekileri kardeş dışarıdakileri inkârcı ilan etmektir. Birliğin tamamlanması ve sürekli hale gelmesi için kardeşlik yeterli değildir. Aynı zamanda inkârcı toplumdan da ayrı olunduğunun bilincine varılmalıdır. Müminler bu topluma karşı dikkatli olmaya, birlikte hareket etmeye çağrılır. Ölçülü korkuyu yaymak ise İslam literatüründe korku ile ümit arasında olmak deyimiyle ifade edilen durumdur. Korku, mahiyeti tam olarak bilinmeyen büyük bir tehdide karşı uyarmak için verilir. Bu aynı zamanda “neden böyle inanmalıyım, neden inananlar topluluğuna sadık kalmalıyım?” sorularının yanıt bulduğu yerdir. Ümit ise bu korkunun işaret ettiği tehdidin atlatılma ihtimalini gösterir. Bu üç söylem dini topluluğu sadece oluşturmak için değil aynı zamanda devamlı hale getirmek için de kullanılmaktadır. Toplumsal birlik zayıfladığında bunlardan birine başvurmak suretiyle birliği pekiştirme yoluna gidilebilir. Amaç, İslam topluluğunu bir araya getiren dinamiğin sosyolojik olarak çözümlenmesidir. Çalışma, söylem tiplerini tespit etmeye odaklandığı için tipolojik bir çalışma olarak değerlendirilebilir. This article aims to find the answer to question of "how to create a religious union?" For this, it focuses on the religion of Islam as a concrete data field. Especially in the Mecca period, it is very important to analyze the nature of the religious discourse that formed and guided the core community. The study finds that three different types of discourse are followed to create religious unity in Islam. These: Directing the community to belief in the hidden God (Allah), creating collectivism, spreading balanced fear. Directing to belief in the hidden God is a belief that centers on the transendence (tanzih) of God. Its secrecy is its isolation from all senses and all descriptive information about its nature is seen as inadequate. Its sociological significance is that it was produced as the dialectical equivalent of the provocatively visual and sensory paganist beliefs of the Meccan polytheists.. To create collectivism is to take the Islamic society into a spiritual circle and to declare the insider as brothers and the outsider as deniers. Brotherhood is not enough for the union to be complete and permanent. At the same time, one should be aware of the difference from the denial society. Believers are called upon to be wary of this society and to act together. Spreading balanced fear is what is expressed in the Islamic literature as being between fear and hope. Fear is given to warn against a great threat that its nature is unknown. This threat often refers to punishment by God in the hereafter. It is also where questions of "why should I believe so, why should I be loyal to the community of believers?" find answers. Hope indicates the possibility of overcoming the threat that this fear points to. These three discourses are used not only to create the religious community but also to make it permanent. When the social unity is weakened, one can use one of these to consolidate the unity. The aim is to analyze the dynamic that brings the Islamic community together sociologically. Since the study focuses on identifying types of discourse, it can be evaluated as a typological study.