YARGITAY’IN BAĞIŞLAMA YAKLAŞIMI ÇERÇEVESİNDE MEHİR VE MEHRİN GERİ ALINMASI
Abstract
Şer’î hukuk ve Osmanlı hukuku döneminde bir aile hukuku müessesesi olarak kabul edilen mehir pozitif hukukumuzda yasalarda düzenlenmemiştir. Buna rağmen toplumumuzda mehir sözleşmeleri akdetme geleneği sona ermemişve mehirle ilgili uyuşmazlıklar mahkemelere yansımaya devam etmiştir. Yargıtay, pozitif hukuk içinde mehirle ilgili uyuşmazlıklara Türk Borçlar Kanununun bağışlama sözleşmesi hükümleri (TBK m. 285-298) çerçevesinde çözüm bulmaya çalışmaktadır. Yargıtay mehri muaccele elden bağışlama, mehri müeccele ise bağışlama sözü verme hükümlerini uygulamaktadır. Bu çalışmada mehir, Yargıtay’ın bağışlama yaklaşımının hukukî temelleri, bunun eleştirisi ve özellikle mehri muaccel ve mehri müeccelin geri alınmasıbağışlama sözleşmesi hükümleri çerçevesinde ele alınmaktadır. Mahr, which was an important element of family law during the Sharia and Ottoman law era has not been adjusted within our current law. Nevertheless, the tradition of concluding a contract of mahr has not ended in our society and numerous conflicts associated with mahr have been brought to trial. The Cassation Court of Turkey tends to solve the conflicts of mahr in accordance with the donation contract provisions of the Turkish Code of Obligations (Article 285-298). The Court of Cassation applies donation from hand to hand provisions for prompt mahr (muqaddam) and promise of donation provisions for mu'akhar. This paper analyzes the legal basis of the Court of Cassation’s donation approach while providing criticism and insight for revocation of prompt mahr (muqaddam) and mu'akhar in the framework of the provisions of donation contract.
Source
Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi DergisiVolume
22Issue
2URI
https://doi.org/10.33717/deuhfd.791399https://app.trdizin.gov.tr/makale/TkRFM01ERTBOQT09
https://hdl.handle.net/20.500.11857/1817